Author Name


Yakıt ekonomisi, motor hacminden çok sürüş biçiminin bir sonucudur. En büyük kazanç, agresif gaz-fren döngülerini törpülemekten gelir. Işıklara yaklaşırken ayağınızı erkenden gazdan çekip aracın doğal yavaşlamasından faydalanın; bu “koast etme” tekniği, her 10 duruşta birkaçını tamamen ortadan kaldırabilir. Hızlanırken gaz pedalına yumuşak ve tutarlı basın; motor devrini yüksek tutmak yerine, tork bandında sakin hızlanmalar yakıtı ciddi ölçüde düşürür. Uzun yolda hız sabitleyici, küçük eğim dalgalanmalarını dengeler ve gereksiz yakıt patlamalarını önler.
Teknik bakım da yakıtın görünmez ortağıdır. Doğru lastik basıncı, çoğu sürücünün düşündüğünden daha kritiktir: %10 düşük basınç, yuvarlanma direncini artırarak tüketimi belirgin yükseltir. Kirli hava filtresi ve zamanı geçmiş bujiler, yanmayı verimsizleştirir; bakım planını “kilometre + kullanım koşulu”na göre öne çekmek genellikle kâra geçmenizi sağlar. Bagajdaki gereksiz ağırlık ve tavan taşıyıcıları, özellikle şehir içinde rüzgâr direncini artırıp tüketimi yükseltir; kullanmadığınız ekipmanı sökmek basit ama etkili bir hamledir.
Sürüş stratejiniz de depo ömrünü belirler. Pik saatlerde, sık kırmızı dalgaya yakalandığınız arterlerden kaçınmak; iki-üç dakika uzun ama akıcı bir güzergâh seçmek toplam tüketimi düşürür. Klima kullanımı sıcak günlerde kaçınılmazdır ancak kabin sıcaklığını dışarıya çok uzak bir değere sabitlemek kompresörü gereksiz yere zorlar; 22-24 °C aralığı genellikle verim-konfor dengesidir. Son olarak, yakıtı sürekli “son çizgiye” kadar bitirmeyin; tortu çekimi riskini azaltmak ve pompa ömrünü korumak için çeyrek deponun altına pek düşmemek iyi bir pratiktir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR